TOPLUMSAL FAYDA ÖNCELİKLİ YAKLAŞIM

Kültürel ve sanatsal üretim, etkinlik ve faaliyetler salt bireysel tüketimin içine kapatıldıkça, varoluşsal niyet ve amaçlarını yitirirler. Oysa, kültürel ve sanatsal üretim, etkinlik ve faaliyetler bireyin kendini gerçekleştirmesi yoluyla toplumu geliştirmek için yapılır. Bu üretim, etkinlik ve faaliyetler, toplumsal yapı içinde hem bireyin hem toplumun daha iyi hale gelmesi; bireyin ve toplumun geçmişi, şimdisi ve geleceği üzerine düşünmesi, yeni düşünme ve bakış biçimleri geliştirmesi, geleceğini doğru yaşayabilmek için şimdisini yeniden biçimlendirmesi için yürütülür.

Bu durumda, kültürel ve sanatsal üretim, etkinlik ve faaliyetlerin toplumsal faydası saçılarak çoğaltılmalıdır. Bunların dağılımı toplum içinde daha eşitlikçi, daha demokratik bir yapının oluşmasını sağlayacaktır. İşte, bu yaklaşıma "toplumsal fayda öncelikli yaklaşım" diyoruz.

Daha açık bir ifadeyle, herhangi bir kültürel etkinlik, örneğin bir film festivali veya resim sergisi ya da herhangi bir sanatsal üretim, olabildiğince çok kişiye ulaştığında (veya ne kadar çok kişinin erişimi sağlanırsa) o toplumun kütürel birikimi o kadar artacak ve toplum daha iyi hale gelecektir.